Belirsizlik bir olayın kesinlik çerçevesinde olmamasıdır. Belirsizlikle karşılaşıldığında durum hakkında yeterli bilgiye sahip olunmaması ve temel eksikliği nedeniyle durumun gelişi veya sonuçları önceden tahmin edilemez. Yine de bu durumla ile baş edebilmek için birtakım kararlar vermemiz ve kararlarımız doğrultusunda aksiyon almamız gerekir. Bu sebepten dolayı belirsizlik ortamları bizi konfor alanımızdan çıkmaya teşvik eden durumlardır.
Hacettepe Üniversitesi Girişim ve Yatırım Topluluğu Programı
Değişim tüm seviye çalışanlar için yönetilmesi gereken önemli bir kavramdır. Değişim tüm çalışanlar için beraberinde stres getirir. Çalışanlar, kendi bildikleri rahat alandan, belirsizliğe doğru geçiş yaparlar. Dolayısıyla da karşılaştıkları belirsizlikleri yönetmek durumundadırlar.
“Adalet nedir? Ağaçlara su vermek. Zulüm nedir? Dikeni sulamak. Adalet, bir nimeti yerine koymaktır, her su isteyen tohumu sulamak değil. Zulüm nedir? Bir şeyi, yerinde kullanmamak, lâyık olmayan yere koymak. Bu da ancak belâya kaynak olur.” Demiş Rumi.
Dijital dönüşüm günlük işlerimizi nasıl hallettiğimizden tutun da iş hayatının en önemli noktalarına kadar etkisini göstermiş vaziyettedir. Gelenekselleşmiş yöntemlerin dijital dönüşüm ile birlikte teknolojik ortamlara entegre edilmesi, bizi birçok sancılı süreçten kurtarmaktadır.
Günden güne dijitalleşen dünyamıza uyum sağlamak için yönetici ve çalışanların takip etmesi gereken birçok yenilik vardır. Hızlı teknolojik gelişmeler ve yeniliklerle birlikte bireylerin öğrenme özellikleri ve yöntemlerinin yanı sıra çağın öğrenenden beklentilerinin de değiştiği görülmektedir. Bu yüzden dijital medya okuryazarlığı bu çağın gereksinimlerindendir.
Para ve ekonomi kelimeleri her bireyin hayatında büyük yeri olan iki önemli kavramdır. Dolayısıyla sadece finans ile ilgilenenlerin değil herkesin finansal hayatını sürdürmek için ve finansal özgürlüğünü sağlamak için finansal okuryazarlık konusunda bilgi sahibi olması gerekmektedir. Finansal okuryazarlık kavramı hayatımıza ilk kez 1990’lı yılların başında girmiştir ve şu anda hem kişiler hem de ülkeler için çok önemli bir yere sahiptir.
Geçmişten günümüze çeşitli ihtiyaçlarımıza bulduğumuz çözümler ve bu çözümlerin değişen koşullara adapte edilebilmesi her alanda başarıyı yakalamak için temel etkenlerden biri olmuştur. Bu bağlamda, İhtiyaçlarımızı gidermekte kullandığımız kaynakların devamlılığını sağlamak, dengeyi korumak oldukça önemlidir.
Hızla gelişen dünyada, sektörler ve bu sektörlerin ihtiyaç duydukları kalemler de değişmektedir. Otomasyon teknolojilerinin gelişmesi sebebiyle, tıpkı geçmişte olduğu gibi, bir zamanlar mevcut olan meslekler ileride kullanılmamaya ve tercih sebebi olmamaya başlamaktadır. Bunun sebebini anlamak ise zor değil. Bir yerde arz ve talep dengesi kurulmadıysa doğal olarak talep kendi arzını yaratacaktır. Örnek vermek gerekirse eskiden her köşe başında bulunan salıncak gibi taşınabilir oyuncaklar, çocukların farklı eğlence kaynaklarına yönelmesiyle beraber günümüzde artık kalmamıştır.
Uluslararası ticaret, bir başka ülkeye mal veya hizmet satmak, klasik tabirle ihracat, günümüz şirketleri için bir seçenek değil, zorunlu satış kanallarından biri haline geldi. Globalleşme, serbest ticaret, dijital dönüşüm, tüm bu kavramlar, iki binli yıllarla birlikte ticaretin doğasını ve etki alanını hızla değiştirdi. Meslekler, ürünler, şirketler hızla değişiyor dönüşüyor. Değişimin hızına ayak uydurmak, varlığını devam ettirebilmek, inovasyon ise bir adım öne geçmek anlamına geliyor.